fbpx
İçerik Pazarlama

İçerik Yazarken En Çok Yapılan 10 Hata

İçerik pazarlaması geriye kalan tek pazarlama yöntemidir. Bu özellikle son 10 yıl için doğru bir çıkarımdır. İçerik pazarlaması her zamankinden çok daha popüler. Bunun nedeni ise oldukça açık. İçerik pazarlaması, giden pazarlamaya (outbound marketing) göre %62 oranında daha ucuz ve üç kat daha fazla potansiyel müşteri oluşturma şansına sahiptir. HubSpot verileri blog çabalarına öncelik veren pazarlamacıların olumlu yatırım getirim elde etme olasılıklarının 13 kat daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur.

İçerik pazarlaması güçlü olsa bile bu kurşun geçirmez olduğu anlamına gelmemektedir. Görünüşte basit hatalar çabalarınızı destekler gibi gözükebilirler ve içeriğinizi işe yaramaza hale getirebilirler. En azından bu yaygın içerik pazarlama hatalarının tamamen önlenebilir olması bir şanstır. Bu yüzden size yardımcı olmak için kullanışlı olan bu içerik oluşturulmuştur.

içerik yazarken yapılan 10 hata

1. Tek Bir Kitle İçin Yazmak

İçeriğin dönüştürülebilmesi için ilginç, ilgi çekici ve belki de en önemlisi kitleniz ile alakalı olması bir sır değildir. Bununla birlikte, kitlenizin tamamen aynı olduğuna veya ürün ve hizmetinizin etrafında yalnızca tek bir tip kitle olduğuna inanmak bir hatadır.

Bu özellikle karar verme sürecinin daha karmaşık olduğu B2B pazarlamasında geçerlidir. Bireysel bir tüketiciyi ürününüzü veya hizmetinizi satın almaya ikna etmek yerine, tüm emir komuta zincirini ikna etmeniz gerekebilir. Bir düzeyde iş çözümlerini araştıran alıcılarınız ve başka bir düzeyde satın alımları onaylayan yöneticiler vardır.

Tepe yöneticileriyle ilişki kurmak için düşünce liderliği bir bilettir. Aslında, karar vericilerin %55’i haftada en az bir tane düşünce liderliği içeriği okumaktadır. Aynı sayı, çalışmak isteyebilecekleri organizasyonlar için düşünce liderliğini kullanmak istemelerinde de geçerlidir.

2. Müşterilerin İhtiyaçlarını Göz Ardı Etmek

İyi içerik pazarlamasının çalışmasının sebebi kitlenizde güven oluşturmasıdır. Güvenin çok olması durumunda potansiyel müşterilerin ödeme yapan müşterilere dönüşmesi söz konusu olabilmektedir. Blogunuzun tamamı, okuyucularınızın benzersiz ağrı noktalarını göz önünde bulundurmadan şirketinizin bakış açısından yazılmışsa bunu yapmak oldukça zordur.

Örneğin, blogunuz şirketle ilgili en son haberleri, ürün özelliklerini veya güncellemelerini duyurabileceğiniz bir yerse, içerik pazarlamasının tamamen eksik olduğu bir anlamına gelmektedir. İçerik teknik olarak işletmeniz, ürününüz veya hizmetinizle ilgili olsa bile okuyucularınız hakkında her zaman daha fazlasını yapmanın bir yolunu aramanız gerekmektedir.

Ekibinizin oldukça büyük bir panele veya konferansa katıldığını düşünün. Büyük bir marka ve büyük bir konferans söz konusu olduğu için blog yayını potansiyelini hemen görmeniz gerekmektedir. Okuyucularınız işletmenizi bu büyük markayla ilişkilendirdiği zaman otoriteniz ve güvenilirliğiniz gelişecektir. Bu da daha fazla dönüşüm elde etmeniz anlamına gelecektir.

Hemen bir blog yayını hazırlayıp ekibinizin konferansta çekilmiş fotoğraflarını yayınlayın. Ne kadar heyecan verici bir fırsat olduğunu belirtin ve şirketinizin mükemmelliğe olan bağlılığı hakkında birkaç satın yazın. Okuyucularınız bundan etkilenirler. Ancak birkaç hafta sonra Google Analytics ile kontrol gerçekleştirdiğiniz zaman blog yayınınızın artık trafik elde etmediğini fark edersiniz. Nerede yanılış yaptığınızı biliyor musunuz?

Bunun yerine alternatif bir yaklaşım düşünün. Katıldığınız konferanstaki en iyi 10 çıkarımı ve okuyucularınızın belirli bir sorunu çözmek için atabilecekleri uygulanabilir adımlara ayırmaya karar verin. Sorunların ne olduğunu önceden biliyorsunuz. Çünkü ödevinizi tamamlamış olmalısınız. Kitlenizin kim olduğunu ve ilk etapta neden blogunuzu okuduklarını biliyor olmalısınız.

Burada sebep hangi konferanslara katıldığınızı takip etmek istemeleri değildir. Hiç kimse LinkedIn’den elde edilen konferans katılım izinleri ile birlikte resminizi (şirketiniz için çalışmadığı sürece) paylaşmayacaktır. Bununla birlikte, sektöre özgü ağrı noktalarını ele alan inanılmaz derecede değerli bir eylem rehberi paylaşmaları mümkündür. Bu aynı zamanda düşünce liderliğinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.

Bununla birlikte, başka birinin yerine kendi bakış açınızla yazmak çok daha kolaydır. Bu nedenle, yeni bir içerik eklediğiniz zaman kendinize şu soruyu sormanız iyi bir fikir olacaktır: “Bu, hedef kitlenin hangi sorununu çözmesine yardımcı olacak?”

Bu sorunun cevabından emin değilseniz, okurlarınıza herhangi bir değer sunmayan başka bir blog yazısı oluşturmak yerine bu soruyu cevaplamadan es geçmeniz çok daha sağlıklı olacaktır.

3. Çok Fazla Jargon Kullanmak

Oluşturduğunuz içeriğin amacı okuyuculara değer sunmak, güven oluşturmak ve nihayetinde potansiyel müşterileri huni içine taşımak olmalıdır. Bunu yapmak için sadece ağrı noktalarını (işinizle ilgili olarak) değil, aynı zamanda belirli bir konuya aşina olma düzeylerini de dikkate almak önemlidir.

Örneğin, yeni başlayanlara yönelik bir blog gönderisinde çok fazla kısaltma veya sektöre özgü jargon kullanmak, karışıklığa neden olabilir. Ayrıca bunlar, sunduğunuz teklifin değerinden uzaklaşılmasına sebebiyet verebilir. Bu durumda içeriği basit tutmak her zaman daha iyidir.

Öte yandan, temel terimleri iyi huylu bir kitleye açıklamak sadece zekalarına hakaret etmekle kalmaz, aynı zamanda içeriğinizi daha az ciddiye almalarına neden olabilir. Hatta markanızın bir sorunu çözmelerine yardımcı olma becerisine olan güvenlerini kaybetmeleri söz konusu olabilir.

Buradaki temel nokta, kime yazdığınızı bilmek ve içeriğinizi buna göre ayarlamaktır.

4. Arama Motorları İçin Yazmak

Ağırlı olarak içerik pazarlama ile uğraşan herhangi bir kişi Google’ı görmezden gelmenin tehlikeli olabileceğinden emindir. SEO, içerik pazarlamasının kritik bileşenlerinden biridir. Bu durum bu yılda geçerli olmaya devam edecektir. Bu nedenle, insanlar için içerik yazdığınızın farkında olmanız gerekmektedir. Sonuçta, Google sitenizi tarayabilecek ve blog yayınlarınızı sıralayabilecektir. Ancak, Google’ın kredi kartını kullanıp şirketinizden alışveriş yapması söz konusu olmayacaktır.

Yeni içerik oluştururken ceza almanıza neden olabilecek ve çabalarınızı ciddi şekilde tehlikeye atabilecek anahtar kelime doldurma ve diğer güncel olmayan tekniklerden kaçınmanız gerekmektedir. Anahtar kelimeler içeriğe mümkün olduğunca doğal bir şekilde dahil edilmelidir. Okuyucuların (pazarlamacı olmadıkları sürece) hangilerini hedeflediğinizi söyleyememeleri önemlidir.

içerik pazarlamasında yapılan hatalar

5. İçinden Geleni Yapmak

İçerik pazarlaması söz konusu olduğunda içinizden geleni yapmak diye bir şey yoktur. Çünkü bu durum içerik pazarlamasının kurallarına aykırı hareket etmek anlamına gelmektedir.

Daha uzun başlıklar kişisel tercihiniz olabilir veya bir içeriğin konusunun viral hale gelebileceği eğilimine sahip olabilirsiniz. Okuyucularınızın söz konusu olduğu yerde bunun çok fazla geçerli olmadığını bilmeniz gerekmektedir. Onlar hakkında yapabileceğiniz her şeyi öğrenmek ve içeriğinizi buna göre hazırlamak için verileri kullanmanız gerekmektedir.

Anahtar kelime araştırması, bir blog yayını, e-kitap veya teknik inceleme konusu için bir fikri doğrulamanın kolay bir yoludur. Çünkü anahtar kelime araştırması sırasında düşük aylık arama hacmine sahip anahtar kelimeleri bulabilirsiniz. Size bu konuda yardımcı olması için Ahrefs gibi sağlam araçlara yatırım yapmayı düşünmelisiniz. Ancak bütçeniz kısıtlı durumdaysa Keywords Everywhere veya Google Anahtar Kelime Planlayıcı araçlarını kullanabilirsiniz.

İçeriğinizi yayınladıktan sonra bile performans ölçütlerini ölçerek kitleniz hakkında bilgi edinmeye devam edebilirsiniz. Google Analytics bu konuda en iyi arkadaşınız olacaktır. Çünkü hangi blog yayınlarının en fazla ilgiyi çektiğini buradan kolayca belirleyebilirsiniz. Yalnızca trafiğe değil, aynı zamanda okuyucuların ne kadar süre sayfada kaldıklarını veya tek bir oturumda kaç sayfaya göz attıklarını öğrenebilirsiniz.

Ayrıca, e-posta tıklama oranlarına bir göz atarak kitlenizin içeriğiniz ile ilgilenip ilgilenmediğini ölçebilirsiniz. Buradaki veriler düşükse, söz konusu içeriği işareti kaçırdığı anlamına gelmektedir. Açılış sayfası A/B testi, kitlenizin kopyadan metin boyutuna ve resim yerleşimine kadar her konuda tercihleri hakkında size ek bilgi verecektir.

Bu tekniklerin hiçbiri tek başına kullanılmamalıdır. Ancak bir araya geldiklerinde size kitlenizin ne aradığını daha iyi anlatabileceklerdir. Bu bilgiye sahip olduktan sonra tahminlere başvurmaya pek gerek kalmayacaktır.

6. Yumurtaların Hepsini Aynı Sepete Koymak

Etkili içerik pazarlaması birçok hareketli parçaya sahip olacaktır. Yazma, SEO, sosyal erişim ve tanıtım bu parçalardan en önemlileridir. Bir konuya çok fazla odaklanmak ve diğerlerini görmezden gelmek, içerik pazarlama çabalarınızı büyük ölçüde engelleyebilecektir.

Örneğin, link oluşturma için içerik kalitesinin düşmesini beklemeyin. Linklerin SEO için önemli olduğunu bilmelisiniz. Ancak kaliteli sitelere (yüksek DA değerine sahip siteler) ulaşabilmek için oluşturduğunuz içeriğin gerçekten iyi olması gerekmektedir. Aksi taktirde, site sahipleri ve editörleri siteye link vermek istemeyeceklerdir. Sadece kendi okuyucularını ve sahip oldukları ünü düşünmezler. Aynı zamanda spam içerikli veya başka bir şekilde olan içeriklere link vermek sitelerini riske edebilecektir.

Benzer şekilde, içeriğiniz cansızsa, okuyucular Google’a sitenizin değerli içerik sağlamadığını bildirmekte gecikmeyeceklerdir. Diğer taraftan, zamanınızı mükemmel bir içerik hazırlamaya ve onun tanıtımını yapmaya çalışarak harcamamalısınız. Çünkü söz konusu koşullarda içeriğinizi kimse görmeyecektir.

7. Ayarlama Yapmayı Unutmak

Hemen hemen web ortamının birçok kısmında toz toplamaya yetecek kadar terk edilmiş blog yazısı bulunmaktadır. Performansınızı düzenli olarak analiz etmezseniz içeriğiniz benzer bir kadere mahkum olabilecektir.

Bir blog yayını düşük performans gösteriyorsa, uygun şekilde optimize edildiğinde daha iyi performans gösterebilecektir. Ancak bunu yapmak için öncelikle düşük performans gösterdiğini bilmeniz gerekmektedir. Öte yandan, çok fazla trafik çeken bir yayın veya video, kararlarınızı gelecekteki içerik hakkında bilgilendirmeye yardımcı olabilecektir.

Neyi doğru yaptığınızı ve neyi yanlış yaptığınızı bilmeniz gerekmektedir. Bunu yapmak için, içerik performansıyla ilgili gerekli verileri incelemeye vakit ayırmanız önemlidir.

Bu noktada düzenli içerik incelemeleri işe yarayacaktır. Görüşler ayrıntılara göre değişiklik gösterse bile, link oluşturma ve SEO çabalarından elde edilen sonuçları görmek genellikle birkaç hafta sürmektedir. Aylık olarak içerik incelemesi gerçekleştirmek genellikle uygun bir sıklıktır. Ayrıca, gelecekteki içerik parçaları için ölçütler oluşturmaya yardımcı olmak için her üç aylık dönemin başında en iyi (ve en kötü) performans gösteren içeriklere bakmanız iyi bir fikir olabilecektir.

8. Çok Fazla İnsana Hitap Etmeye Çalışmak

Çok fazla konuda uzman olmaya çalışmak için Leonardo da Vinci gibi birisi olmanız gerekmektedir. Dolayısıyla çok fazla insana hitap etmeye çalışmak gibi bir hedefe sahip olmamanız gerekmektedir. En azından Google’a göre çok çeşitli konularda uzman olmamak iyi bir şeydir.

Belirli bir konuya odaklanan sitelerin ve blogların, büyük ölçüde Google’ın 2018 algoritma güncellemesi sayesinde SEO oyununda başarılı olma olasılıkları çok daha yüksektir. Bu güncelleme, uzmanlık, otorite ve güvenilirlik anlamına gelen E-A-T kısaltması ile yakından ilişkilidir.

Bunlar, Google’ın hangi içeriği kullanıcılara göstereceğini belirlerken dikkate aldığı faktörlerdir. E-A-T sayesinde, tek başına içerik pazarlamasına odaklanan bir blog genellikle içerik pazarlaması, köpeklerin beslenmesi ve pop kültürü hakkında bir yazan bir blog karşısında rekabet avantajına sahip olacaktır.

EAT hakkında tüm detaylara ulaşmak için ayhankaraman.com/eat bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.

9. İçerik Yayınlamış Olmak İçin İçerik Yayınlamak

Bu uzak durmanız gereken en önemli yaklaşımlardan biridir. Plan yapmamak, başarısız olmak için plan yapmak anlamına gelmektedir. Bu özellikle içerik pazarlaması için geçerlidir. Çok fazla şirket, her hafta plan, amaç veya hedefler belirlenmeden rastgele sayıda blog yayını yayınlamakta ve trafik çekmeye çalışmaktadır.

Bu etkili bir içerik pazarlaması yöntemi değildir. Hazırladığınız her gönderi belirli bir amaca sahip olmalı ve bu amaç yalnızca bir yayın takvimini doldurmak olmamalıdır.

10. Soruları İhmal Etmek

Hiç kimse zorlayıcı satış odaklı içerik okumak (veya yazmak) istemez. Ancak bu, soruyu tamamen göz ardı etmeniz gerektiği anlamına gelmeyecektir. En ince içerik pazarlamasının dahi okuyucuyu dönüşüm hunisinde hareket ettirmesine yardımcı olmak için bir harekete geçirici mesaj içermesi gerekmektedir. Okuyucuların bir sonraki adımda onlardan ne yapmak istediğinizi anlamaları gerekmektedir. Etkili harekete geçirici mesajlar için hızlı ve kolay tarif şu şekildedir:

  • Hedefinizi tanımlayın – İçeriğinizi okuduktan sonra kişilerin ne yapmasını istiyorsunuz? E-posta listenize kayıt olmalarını? E-kitabınızı indirmelerini? İçeriğinizi sosyal medyada paylaşmalarını?
  • Kısa tutun – Harekete geçirici mesajlarınızın temiz ve özlü olması önemlidir.
  • İşlem yapılabilir hale getirin – Bu sayede, okuyucularınızın bir sonraki adımı aramaları veya ne yapmalarını istediğinizi iki kez düşünmeleri gerekmez.

Örneğin: Bu içerikten memnun kaldıysanız daha fazla ipucu için e-posta aboneliği gerçekleştirmeye ne dersiniz? Bu mesaj bir harekete geçirici mesajdır ve insanları e-posta aboneliğine teşvik etmektedir.

Sonuç

Hızla yaklaşan yeni bir yıl, içerik pazarlama stratejinizi yeniden ziyaret etmek ve yenilemek için mükemmel bir zamandır. Bu yaygın içerik pazarlama hatalarından kaçınmak, içerik parçalarınızın 2020 yılında ve ötesinde işletmeniz için etkili bir şekilde ve önemli bir ölçüde yatırım getirisi elde etmesini sağlayabilecektir.

Ayhan KARAMAN

Profesyonel SEO Eğitmeni ve SEO Aşığı. :) 1 YouTube 3 Webrazzi Ödülü. Ne demiş Albert Einstein: “Takdir ediliyorsan değil, taklit ediliyorsan başarmışsın demektir.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir